Fenikeliler Kim ve Neden Önemliler?
Kısaca bahsetmek gerekirse Fenikeliler Doğu Akdeniz’de büyük bir ticaret ağı geliştiren çok önemli bir uygarlık. Bugün kullandığımız Latin alfabesinin de mucitleri sayılabilir. M.Ö. 2500’li yıllarda kurulduğu bilinen Fenikeliler denizci bir toplum. Bu vesileyle kuruldukları Doğu Akdeniz’den İspanya’nın Atlantik kıyılarına kadar yayıldılar. Kartaca, Kıbrıs, Girit, Sicilya, Sardunya ve Cadız’da koloniler kurdular.
Hippoi Denilen At Başlı Teknenin Özelliği Nedir?
Fenikte teknesi olarak “özellikle budur” diyebileceğimiz bir tekne yok. Bir çok tekne var ki Fenike teknesine benziyor. Yunanlılar’ın, Fenike teknesine “Hippoi”(Latince “at”) ismini verdiğini biliyoruz. Hippoi, Uluburun gibi bir kargo gemisi değil, o bir servis teknesi. Tam anlamıyla her yere gidebiliyor, herşeyi hızlı yapıyor. Özellikle Mısır’la Lübnan arasında sedir ağacı taşıdığı biliniyor.
Nasıl Bir Tekne İmal Edildi?
Orjinali mutlaka sedir, fakat biz sedir yapmadık, ladin yaptık. Çünkü sedir ağacı bulamıyoruz, pahalı ve kesimi yasak, özel sektörün elinde de pek bulunamıyor. Tarihsel veri tabanından sedirden başka ladin ve köknar kullanıldığını da bilebiliyoruz.
Kavela zıvana yöntemiyle imal edilen bir tekne. Bu teknik çiviyle imal etmeye göre çok daha uzun süre alıyor. Dönemin koşullarına göre yapıldığı için seyir esnasında 10 yelkenci olması gerekiyor.
Bu Proje Neden Önemli?
Pers istilasıyla beraber Fenikelilerin Samsun’a çıktığını biliyoruz. Fakat Karadeniz’de seyretmenin kolay olmadığını bugün de biliyoruz. Ege ile Karadeniz bağlantısını sağlayan Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki akıntı rejimlerini antik çağda bu tekneler çok iyi kullanarak Karadeniz’e nasıl çok rahat bir şekilde girebildiklerini anlayamıyoruz. Belli bölgelerde bugünün yelken teknolojisiyle dahi geçilmesi zor olan bölümler var. Örneğin Çanakkale’deki Nara Burbu ya da İstanbul’daki Akıntı Burnu’nu aşamayan çok tekne var. Karadeniz’den 7 millik akıntı geliyor, ama alttan da Ege’nin sıcak suları ters yönde akıyor. Boğazdaki akıntının antik çağda nasıl geçildiğine ilişkin ortaya atılan “akıntı yelkeni” tezi var. Denizin 30-40 metre altına indireceğimiz bir yelkenle yüzeydeki akıntının tersine hareket etmeyi deneyeceğiz. Akıntı yelkeni tezi ilk kez bu projeyle denenmiş olacak. Bunu kanıtlarsak ve antik çağ teknelerinin akıntı yelkenleriyle hareket ettiğini gösterebilirsek arkeoloji dünyasında bir eşik olacaktır.